10 Şubat 2015 Salı

Varanasi 24-25-26 Ocak

 Varanasi Hindistan'daki ilk  durağımız ve  kuzeyde en uzun süre kaldığımız şehirdi. Ben, Hindistan'da geçirdiğim süre içinde en çarpıcı ve sıradışı deneyimleri orada yaşadım. Ölü yakma ritüelleri, ganj nehri sularında ayin yapıp yıkanan insanlar, başı boş hayvanların işgal ettiği tezek ve idrar kokulu dar sokaklar, hiçbir trafik ışık ve levhası bulunmayan yollarda yan dikiz aynaları olmayan araçların her an korna çalarak birbirine teğet geçtiği kendini aşmış bir trafik ortamı asla zihnimden çıkacak şeyler değil.

Öğrendiklerime göre Varanasi, Hindular için çok önemli ve kutsal bir şehir. Kaba bir benzetmeyle müslümanların Mekke'si, hristiyan katoliklerin Vatikanı gibi. Hindular bu şehre Ganjın nehrinin  kutsal sularında yıkanarak arınmak, hacı olmak, ölmek ve yakılmak için geliyorlar. İnançlarına göre yakıldıktan sonra küllerinin nehre atılması ruhlarının reenkarnasyon çemberinden kurtulması ve huzura ermesi anlamını taşıyor.

 Varanasi Ganj nehri kenarına kurulmuş  bir şehir. Şehir ghat'lar ile nehre bağlanıyor.
Ghat, yerleşim yerlerinden nehre inen merdivenlerden ibaret platformlar demek. Ghat'ların başında  yüksek,  gösterişli  ve bana ürperti veren çok eski yapılar var.  Bunların kimisi şimdilerde otel olarak kullanılmakta kimisi de terk edilmiş durumda. Varanasi'de Ganj nehri boyunca 100'e yakın Ghat olduğu söylendi.  Ölü yakma  töreni için ayrılan 2 ghat dışında tüm ghatlar  hinduların ibadetleri için kullanılmaktadır. İbadet diyorum ama salt ibadet yapılmıyor bu ghatlarda. Sokak satıcıları, kriket oynayan çocuklar, başı boş dolaşan hayvanlar, gezintiye çıkmış turistler, dilenciler, sahte dervişler, sokak berberleri gün boyu bu ghatlarda karşılaşağınız manzaralardır.  Aşağıdaki fotoğrafları ghatları dolaşırken çektim. Bu arada  fotoğraflarda gördüğünüz nehirde yıkanan insanların sabah soğuğunda saat 06-07:00 arasında nehre girdiğini belirteyim.











Varanaside yapılacak en önemli aktivitelerden biri sabah erken uyanıp kayıkla kıyı boyunca gezinti yapmak. Günün doğuşuyla birlikte ghatların hareketlenişini ve sabah ibadetine çıkmış hinduları tekneden izlemek unutulmaz bir deneyim. Kayık kiralama işini sabaha bırakmayıp akşamdan kiralamak en doğrusu. Biz saati 300 rupiye anlaştık. Gidiş dönüş bütün ghatları bir uctan bir uca dolaşmak 2-2,5 saat sürüyor. Dönüşte ben tekneden inip  yürümeyi ve insanları daha yakından izlemeyi tercih etmiştim.

Ölülerin yakılması 2 noktada yapılıyor. Harishchandra ve Manikarnika ghatta.
 2 Ghatta'da ölü yakma törenlerini fotoğraflamak yasak.  Ölü yakım alanlarında benim çekebildiğim fotoğraflar aşağıdadır. Bu arada ölü yakma ile ilgili şu notları paylaşayım;  Ölü yakma işi  2 ghatta'da 24 saat boyunca devam etmekte, günde en az 150 en fazla 300 beden yakılmaktadır. Bir bedenin tamamen yanma süresi 3 saati buluyor. Ortalama bir beden için 350 kg odun harcanıyor. Yakılan odunlar sıradan bir odun değil gür yanan cinsten. Ölü yakma işi ailede en büyük erkek çocuğun görevi.  Erkek çocuk saclarını sıfıra vurdurup sakal tıraşı olup bizdeki hacıların giydiği beyaz bir elbise giyiyor. Ölü bedenlere yakılmadan önce özel bir yağ sürülüp renkli bir kefen giydiriliyor. Ölen hamile  kadınlar ve 10  yaşından küçük çocuklar yakılmıyor, ağır bir taş kütlesi bağlanarak Ganj  nehrinin ortasına bırakılıyormuş.






Ganj nehri kenarında Dassswameth ghat'ta yılın 365 günü her akşam Ganj nehri tanrısı  Gangaya bir nevi ibadet olarak Aarti törenleri düzenlenmektedir. İstisnasız her akşam bu tören yapılmaktadır. Gong ve zil seslerinin hindu ilahilerine karıştığı, tütsü kokularının etrafı sardığı bir ortamda genç rahiplerin yumuşak figürleri kısa süreli bir trans ortamı yaratıyor. Zaten Varanasi'de akşam yapılacak pek bir aktivite yok. Bu nedenle bu töreni izlemek akşamı değerlendirmek için iyi bir seçenek.

Ganj nehri ayrıca Hinduların çamaşır yıkadıkları bir çamaşırhane özelliği de taşıyor.




İhtiyaç Molaları:)



 
Varanasi sokakları tam bir keşmekeş...
 Sağlı sollu çöp öbekleri, salına salına yürüyen inekler,  motorsikletli sürücüler, dilenciler, turistlere birşeyler satmak isteyen seyyar satıcılar....

 
 




 


Yukarıdaki gördüğünüz şey lassi, yani meyveli yogurt. Bir çok çeşidi yapılıyor, elmalı, muzlu, narlı, mangolu vs. Varanaside çarşıyı gezerken bir çok yerde görüyorsunuz. Ben Lonely Planet kitabı  tavsiyesi üzerine Blue Lassi denen küçük ama artık international ün kazanmış bir dükkanda yedim. Tadı fena değildi  hepsini bitirdim ama  benim meftun olacağım bir özelliği de yoktu açıkçası.


 
Tren İstasyonu



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder