Agonda yaklaşık 2,5-3 km uzunluğunda temiz ve geniş bir sahile sahip. Fotoğraflardan anlaşılacağı üzere hiç kalabalık bir yer değil. Böyle olması huzurlu ve dinlendirici bir atmosferi beraberinde getiriyor. Gelen turistlerin ağırlığı alman ve ingiliz. Biraz da ruslar var. Sessiz ve sakin bir yer olduğu için emeklilerin tercih ettiği bir yer olarak düşünmeyin. Etrafta her yaş grubundan insanı görüyorsunuz. Bunlarda öyle ipini koparmış boş boş gezen tipler değil. Genelde derli toplu ve entel görünümlü insanlar:)
Denize girmek ve güneşlenmek dışında yapılabilecek en güzel aktivite sahil boyunca yapılan sabah ve akşam yürüyüşleri. Sabah yürüyüşleri esnasında, yoga yapan ve sabah koşusuna çıkmış çok sayıda insanla karşılaşıyorsunuz. Akşam yürüyüşlerinde ise okyanusun üzerindeki günbatımını seyretmek için sahilde oturmuş insanları görüyorsunuz. Burada ayrıca ciddi bir medcezir'e tanıklık ediyorsunuz. Sabah ve akşam arasında suyun kıyıya ulaştığı mesafe arasında ciddi bir fark oluşuyor. Akşamları deniz 7-8 metre içeriye yaklaşıyor. Birde gece yattığınız yerde sürekli dalga seslerini duyuyorsunuz. Ben çok alışık olmadığım için yatarken kulak tıkacı kullandım:)
Otellerinin kumsala bakan tarafı değil de diğer tarafı agonda'nın cadde kısmı. Cadde çok uzun ama ancak bir arabanın geçeceği şekilde dar bir asfalt bir yoldan ibaret. Yol üzerinde küçük dükkanlar, restoranlar, tek tük publar ve turistik ürünler satan mağazalar bulunuyor. Caddeyi daha çok scooter'lar işgal ediyor. Turistlerin çoğu diğer plajlara gidip gelmek için scooter kiralıyor. Scooter'ın günlüğü 3000 rupi. Ayrıca içine benzinini de koymak zorundasınız. Otellerin büyük çoğunluğu kumsal tarafında. Bütün otellerin restoran ve kafeteryaları mevcut. Ben ilk gün dışında tüm kahvaltı ve akşam yemeklerimi faklı yerlerde yedim. Genelde gittiğim her restoran güzeldi. Ancak favori mekanım 2 nepalli tayfanın işlettiği yarı pub yarı restoran olan yer. Aşağıdaki kocaman balığı orada yedik.
Aşağıdaki fotoğraf ise benim Agonda'daki tipik kahvaltı menum. Sebzeli omlet, paratha (bizdeki patatesli gözleme ya da katmer benzeri bir şey), muzlu çikolatalı pancake ve çay. Garsona hepsini aynı anda getirmesini söylediğimde şaşkın bir bakış atmıştı bana. Ben de bunu anlayıp aynı zamanda hepsinden parça parça yemeyi sevdiğimi söylemişdim:)
Agonda'da denize girmek, güneşlenmek ve yürüyüş yapmak dışında nehir turuna çıkabilirsiniz. Otelimiz kanalıyla 2. günümüzde kayık kiraladık. Bunun için 1000 rupi ödedik. 2,5 saat sürdü nehir turumuz. Biz öğlede sonra 2-4,5 arası yaptık. Bana göre sabah yapılmalı. Sabahın dinginliğinde bu turu yapmak çok daha keyifli olur diye düşünüyorum.Nehir gezisi esnasında, ben çok defa, izlediğim tropik/doğal ortamlarda geçen filmleri hatırladım. Zira gördüğüm manzaraları daha önce ancak filmlerde görmüştüm. Yeşile çalan bir nehir, yemyeşil bilumum çeşit bitkiler, hindistan cevizi ağaçları, pirinç tarlaları olağanüstü güzellikteydi.
Agonda'da yapılabilecek başka bir etkinlik de şelale, baharat çiftlikleri ve old goa gezileridir. Yalnız bunlar için yolda çokca zaman harcamayı göze almalısınız. Biz bir güne bu üç aktiviteyi sığdırmayı başardık. En mükemmel hangisiydi derseniz sektirmeden şelale gezisi derim. Müsade edin benden önce fotoğraflar ve video konuşssun :)
Burası Dudhsagar şelalesi. Şelale alanına giderken can yeleği giymek zorundasınız. Buraya bir kasabadan 30 dk lik bir yolculukla arazi araçları ile gelebiliyorsunuz. Yolculuk tam bir off road olayı şeklinde cereyan ediyor. Her an mideniz ağzınızdan çıkabilir vaziyette yani. Bu kadar zor bir yolculuk sırasında umarım göreceğim şey bu eziyete değer diye içimden geçiriyordum. Umduğum şey gerçekleşti. Tüm o zorlu ve uzun yolculuğun sonunda, çok görkemli bir şelale ve göleti karşımda buldum. Şelalenin üzerine aktığı o gölete girdiğim ilk anı sanıyorum hayatım boyunca duyumsayacağım. Nasıl soğuk bir suydu anlatamam. Yalnız burada insanların doyasıya kalmasına izin verilmiyor. Yalnızca 1 saat süreniz var. Eğer bir saatte geri dönmezseniz cip şoforü taa gölete kadar gelip sizi alıp götürüyor maalesef.
Şelale'den sonraki diğer rotamız spice plantation denilen baharat çiftliği oldu. İçerde envai çeşit bitki ve baharat yetiştiriliyor. Giriş ücreti 400 rupi. İçerde öğle yemeği ve yerel bir içki ikram ediliyor. İçeriye girerkende 2 hintli genç kız boynunuza çiçekler geçiriyor:) İkramlar sonrası bir rehber eşliğinde 35-40 dakika boyunca baharat ve bitki bahçelerini gezebiliyorsunuz.
O günkü son aktivitemiz Old Goa gezisi oldu. Old Goa çok eski klise ve katedrallerden ibaret küçük bir yer. Bir zamanlar burası portekiz sömürgesi etkisi ile bölgenin başkentiymiş. Portekizlililerin izlerini zaten her yerde görebiliyorsunuz. O gün cuma olmasından sebep bazı yerler kapalıydı. Çok fazla yeri gezemedik. Zaten acayip yakıcı bir sıcak vardı. Muhtemelen istesek bile o sıcakta gezemezdik fazla.
Yukarıda bahsettiğim Dudhsagar şelalesi, baharat çiftliği ve Old Goa Agonda'dan oldukça uzakta yerler. Tüm bu yerleri gezmek için o gün 4 saatimiz arabada geçmişdi. Ancak buna değmişdi doğrusu. Tüm bu yerleri gezmek içinde otelden 3000 rupi karşılığında taksi kiralamışdık.