17 Mart 2016 Perşembe

Düzce Melen Çayında Rafting-12 Mart 2016

 Sevgili Vedat’ın önderliğinde Ahtapot grubu olarak güzel aktiviteler yapıyoruz.  En son aktivitemiz Rafting oldu. Rafting,  aksiyon odaklı bir doğa sporu. Heyecan ve eğlence dozu yüksek. Belirli ölçüde de tehlike barındırıyor. (tehlike olmadan da heyecan olmuyor zaten J) Zorluklarla başa çıkma, birlikte hareket etme ve takımdaşlık gibi duyguları yaşıtıyor ayrıca.
 
Rafting olayı; akıntı hızı yüksek bir nehir, nehir üzerinde bulunan ağaç gövdesi,  kaya  parçası gibi engeller  ve sarsıcı dalgalardan ibaret. Amacınız raft adı verilen botlarda  devrilmemek ve engelleri aşmak.
Melen Çayındaki raftinge Ahtapot grubu olarak 18 kişilik bir ekiple katıldık. Organizayon Düzce Rafting adındaki bir şirkete aitti. Tesis, Düzce’nin güzel bir köyünde. İstanbul’dan 2-2,5 saaltik  mesafede bir yerde. Organizasyon kapsamında sabah kahvaltısı, öğle yemeği, rafting ekipmanları ve duş olanaklarının olduğu bir paket sunuluyor.



Cumartesi günü, güneşli güzel bir havada saat 07:10 gibi yola çıktık. Planlarımıza göre 09:30’da tesise varıp açık büfe bir kahvaltının başına oturacaktık. Ancak gidişat öyle olmadı. İzmit yakınlarında bir yerde lastiğimiz patladı.  2-2,5  saatlik bir rötar yaptık bu nedenle.  Ahtapot tayfaları  süprizler ve macera ile özdeşleşmiş bir kitledir. Yaşanan hiç bir aksilik kolay kolay keyifleri kaçıramaz. Lastiğin patlaması da  etkinliğin olağan parçası olarak kabul edilip yola devam edildiJ



Tesise varışımız 11:30 dolaylarında oldu. Hepimiz çok acıkmıştık. Süratle kahvaltı standlarına yöneldik. Gecikmiştik  ama.  Kahvaltı faslını hızlı yapmak durumundaydık. Rafting saati yaklaşırken farkettiğim şey Melen Nehrinin yanıbaşımızda  gürül gürül akan suları ve etrafımızın yemyeşil olmasıydı. Ortamın güzelliğini birazcık hissetmek ve kısa bir keyif sürmek için kahve içmek istemiştim. İçemeden görevliler tarafından ekipmanlarımı  giymem için uyarıldımJ Bizim gruptakiler en sona kalmıştı. Sırayla ekipmanlarımızı aldık. Neopren giysi, can yeleği, kask ve kürekler.
Ekipmanları giydikten sonra tüm rafting kafilesi olarak start yerinde toplandık . Başlama öncesinde, bir  rafting rehberi tarafından 15 dakikalık bol espirili bir  eğitim verildi. Nasıl oturulmalı, nasıl kürek çekilmeli, olası tehlike durumları ve bu durumlarda  ne yapılacağı yönünde bilgiler aldık.  Sonrasında bizim kafile 6’şarlı gruplar ve başımızda birer rehber olmak üzere 3 gruba ayrıldık.



Parkurumuz 11 km uzunlukta, 3. derece zorluk sınıfındaydı. ( Rafting parkurları 1’den 6’ya kadar zorluk derececelerine ayrılıyormuş). Orta seviye bir zorluk bekliyordu bizi. Rehberimizin talimatlarıyla botumuza suya çıkarıp yerlerimize oturduk. Kürek çekmeye başladığım ve suyun yüzeme çarptığı anlar muazzam duygulardı. Bot içerisinde enteresan duygu durumları ortaya çıkıyor. Müthiş bir mücadale ve özgüven duygusu hissediyorsunuz en başta.  Aşılan her  dalga ve türbülans bu duygularınızı yukarıya çekiyor.
Rafting’de heyecan ve adrenalin seviyesi   dalga ve türbülansların olduğu  noktalarda artıyor. Bu noktalara rapid deniyor.  Bizim parkurumuzdaki rapid sayısı  tatmin edici düzeydeydi benim için. Öyle sadece kürek çekmekten ibaret bir sandal sefası durumu hiç olmadı. Diğer yandan yol boyunca muhteşem manzaralar eşlik etti bizlere. Kürekten başımı kaldırıp etrafa odaklanabildiğim her an baharın yarattığı güzel tabiat manzaralarını içime çektim.



Rapidler arasındaki  boşluklarda da  heyecan ve eğlencemiz bitmedi. Botlar arasında su savaşı yaptık. Su savaşı, su sıçratmaca ve  diğer ekiplerin elemanlarını suya devirme şeklinde oluyor.   Bu noktada mağlubiyet yaşamamamın  yolu suya kendiliğinden atlamak kanımca:) Ben tam buna niyetlenmiştim ki Mahir ve Vedat’ın pususuna düştüm. Suya ilk temas etiğimde nefesimi kesecek kadar bir soğukluk hissettim. Birkaç hareketle dengemi sağladıktan sonra iş eğlenceye dönüştü tabi. Yalnız yüzmek diye bir şey mümkün olmuyor nehirde.  Sırt üstü vaziyetini alıp kendinizi akıntıya bırakıyorsunuz.  Bota çıkmak isterseniz de biri size küreğini uzatıyor ve içeriye çekiyor.

Ekip içersinde yapılan espriler, diğer botlarlarla yapılan su savaşları ve dalgalarla yapılan türlü aksiyonlarla 11 kmlik parkuru neşe içinde tamamladık. Parkur sonunda ekipmanları çıkarıp doğruca duşlara yöneldik. Ardından açık büfe yemek ikramı, keyif çayları ve dost muhabbetleri ile etkinliğimizi tamamladık.