Sevgili Vedat’ın önderliğinde Ahtapot grubu
olarak güzel aktiviteler yapıyoruz. En
son aktivitemiz Rafting oldu. Rafting, aksiyon odaklı bir doğa sporu. Heyecan ve
eğlence dozu yüksek. Belirli ölçüde de tehlike barındırıyor. (tehlike olmadan
da heyecan olmuyor zaten J)
Zorluklarla başa çıkma, birlikte hareket etme ve takımdaşlık gibi duyguları
yaşıtıyor ayrıca.
Rafting olayı; akıntı hızı yüksek
bir nehir, nehir üzerinde bulunan ağaç gövdesi, kaya parçası gibi engeller ve sarsıcı dalgalardan ibaret. Amacınız raft
adı verilen botlarda devrilmemek ve
engelleri aşmak.
Melen Çayındaki raftinge Ahtapot
grubu olarak 18 kişilik bir ekiple katıldık. Organizayon Düzce Rafting adındaki
bir şirkete aitti. Tesis, Düzce’nin güzel bir köyünde. İstanbul’dan 2-2,5 saaltik
mesafede bir yerde. Organizasyon
kapsamında sabah kahvaltısı, öğle yemeği, rafting ekipmanları ve duş
olanaklarının olduğu bir paket sunuluyor.
Cumartesi günü, güneşli güzel bir
havada saat 07:10 gibi yola çıktık. Planlarımıza göre 09:30’da tesise varıp
açık büfe bir kahvaltının başına oturacaktık. Ancak gidişat öyle olmadı. İzmit
yakınlarında bir yerde lastiğimiz patladı.
2-2,5 saatlik bir rötar yaptık bu
nedenle. Ahtapot tayfaları süprizler ve macera ile özdeşleşmiş bir kitledir.
Yaşanan hiç bir aksilik kolay kolay keyifleri kaçıramaz. Lastiğin patlaması da etkinliğin olağan parçası olarak kabul edilip
yola devam edildiJ
Tesise varışımız 11:30
dolaylarında oldu. Hepimiz çok acıkmıştık. Süratle kahvaltı standlarına
yöneldik. Gecikmiştik ama. Kahvaltı faslını hızlı yapmak durumundaydık.
Rafting saati yaklaşırken farkettiğim şey Melen Nehrinin yanıbaşımızda gürül gürül akan suları ve etrafımızın
yemyeşil olmasıydı. Ortamın güzelliğini birazcık hissetmek ve kısa bir keyif
sürmek için kahve içmek istemiştim. İçemeden görevliler tarafından ekipmanlarımı giymem için uyarıldımJ Bizim gruptakiler en sona
kalmıştı. Sırayla ekipmanlarımızı aldık. Neopren giysi, can yeleği, kask ve
kürekler.
Ekipmanları giydikten sonra tüm rafting kafilesi olarak start yerinde toplandık . Başlama öncesinde, bir rafting rehberi tarafından 15 dakikalık bol espirili bir eğitim verildi. Nasıl oturulmalı, nasıl kürek çekilmeli, olası tehlike durumları ve bu durumlarda ne yapılacağı yönünde bilgiler aldık. Sonrasında bizim kafile 6’şarlı gruplar ve başımızda birer rehber olmak üzere 3 gruba ayrıldık.
Parkurumuz 11 km uzunlukta, 3.
derece zorluk sınıfındaydı. ( Rafting parkurları 1’den 6’ya kadar zorluk
derececelerine ayrılıyormuş). Orta seviye bir zorluk bekliyordu bizi. Rehberimizin
talimatlarıyla botumuza suya çıkarıp yerlerimize oturduk. Kürek çekmeye
başladığım ve suyun yüzeme çarptığı anlar muazzam duygulardı. Bot içerisinde
enteresan duygu durumları ortaya çıkıyor. Müthiş bir mücadale ve özgüven
duygusu hissediyorsunuz en başta. Aşılan
her dalga ve türbülans bu duygularınızı
yukarıya çekiyor.
Rafting’de heyecan ve adrenalin
seviyesi dalga ve türbülansların olduğu noktalarda artıyor.
Bu noktalara rapid deniyor. Bizim parkurumuzdaki rapid sayısı
tatmin edici düzeydeydi benim için. Öyle sadece kürek çekmekten ibaret
bir sandal sefası durumu hiç olmadı. Diğer yandan yol boyunca muhteşem
manzaralar eşlik etti bizlere. Kürekten başımı kaldırıp etrafa odaklanabildiğim
her an baharın yarattığı güzel tabiat manzaralarını içime çektim.
Rapidler arasındaki
boşluklarda da heyecan ve eğlencemiz bitmedi. Botlar arasında su
savaşı yaptık. Su savaşı, su sıçratmaca ve diğer ekiplerin elemanlarını
suya devirme şeklinde oluyor. Bu noktada mağlubiyet
yaşamamamın yolu suya kendiliğinden atlamak kanımca:) Ben tam buna
niyetlenmiştim ki Mahir ve Vedat’ın pususuna düştüm. Suya ilk temas etiğimde
nefesimi kesecek kadar bir soğukluk hissettim. Birkaç hareketle dengemi
sağladıktan sonra iş eğlenceye dönüştü tabi. Yalnız yüzmek diye bir şey mümkün
olmuyor nehirde. Sırt üstü vaziyetini alıp kendinizi akıntıya
bırakıyorsunuz. Bota çıkmak isterseniz de biri size küreğini uzatıyor ve
içeriye çekiyor.
Ekip içersinde yapılan espriler,
diğer botlarlarla yapılan su savaşları ve dalgalarla yapılan türlü aksiyonlarla
11 kmlik parkuru neşe içinde tamamladık. Parkur sonunda ekipmanları çıkarıp
doğruca duşlara yöneldik. Ardından açık büfe yemek ikramı, keyif çayları ve
dost muhabbetleri ile etkinliğimizi tamamladık.