19 Şubat 2015 Perşembe

Goa, Agonda Beach'de ilk gün (3 şubat)

Goa, dünyaca ünlü çok meşhur bir tatil merkezi. Bir yerlerden mutlaka ismini duymuşluğunuz vardır. Hindistan'ın güneyinde ve okyanus kıyısında bulunuyor. Türkiye'deki deniz tatili konseptinin Antalya karşılığı gibi düşünebilirsiniz. Turizm broşürlerinde gördüğünüz güneş, kumsal ve deniz manzaralarının tümünü sağlayabilecek güzelliklerle dolu bir yer. Upuzun plajlara, sahil boyunca görebileceğiniz yüksek palmiye ağaçlarına ve altın rengi yumuşacık kumlara sahip. Goa, bölgenin genel ismi, tek bir yerleşim yerinin değil. Zaten Goa diye de bir yerleşim yeri yok. Goa, kuzey ve güney  olmak üzere iki bölgeden oluşuyor. Ben güneyde ve old goa'da bulundum. Kuzey Goa, hareketli tatil ortamı hedefleyenlerin adresi. Güney Goa ise sukuneti  ve tenhalığı seven sadece deniz ve kumsal keyfi yapıp dinlenmek  isteyenlere göre bir yer.

Aslında başlangıçtaki planım Goa'da geçireceğim 4 günün yarısını güneyde yarısını kuzeyde geçirmekti. Özellikle kuzey tarafında efsane olmuş "rave" partileri merak ediyordum. Ancak güney tarafında ilk olarak gittiğim Agonda beach'in ortamını gerek sevmiş olmamdan gerekse de beach'ler arasında yer değiştirerek kıymetli zamanımı cennet gibi bir yerde israf etmemek için kuzey tarafına hiç geçmedim. Böylece "rave" partiler de kısmet olmadı:)) Zaten Agonda Beach tarafında da oldukça tatmin edici farklı aktiviteler gerçekleştirdim.
Öncelikle Agonda Beach'i niçin  tercih  ettiğimi anlatmalıyım. Daha New Delhi'deyken otelde tanıştığım polanyali bir gezgin olan Voytek kuzeye hiç gitmememi tavsiye etmişdi. Kuzeydeki plajların sarhoş ruslarla dolup taştığını, rusların her yerde saçma sapan fotoğraf çekimlerinden bıktığını söylemişdi. Güney tarafındaki turist profilinin ise  daha international ve üsturuplu tiplerden oluştuğunu belirtti. Diğer taraftan ben,  Hindistan'ın kuzey tarafını (Varanasi, Agra, Jaipur, Pushkar, New Delhi) hızlı bir tempo ile dolaşmışdım. Sürekli olarak, sabahın erken saatlerinde kalkıp akşama kadar gezmeler epey yorucu olmuşdu. Artık benim için dinlenme ve keyif zamanı gelmişdi. Sakin bir ortamda, güneş, deniz ve plajın keyfini çıkarmak istiyordum. Bu yüzden de güneyde  Palolem, Colva ve Agonda  beach arasında bir tercih yapmalıydım. En sonunda, seyahat partnerimin daha önce buralara gelmiş bir arkadaşının da  şiddetli tavsiyesi ile Agonda Beach'e  gitmeye karar verdim.
Goa havaalanına,  Delhiden 2,5 saatlik bir uçuşla ogle saatlerinde  indik.  Havaalanından çıktığımda ilk farkettiğim şey yüzüme çarpan sıcaklıkdı. 30-35 derece sıcaklığın olduğunu düşünüyorum. Ayrıca güneş  çok parlakdı ve epey gözümü almışdı. Güneş gözlüğümü çıkarmak durumunda kaldım. Havaalanında çantalarımızı aldıktan sonra doğruca prepaid taxi ofisine yöneldik. Ofisin önüne yerleştirilmiş bir tahtada kuzey ve güney tarafında bulunan tüm plajların ücretleri yazıyordu. Tahtada, gitmek istediğimiz Agonda Beach'in 1400 rupi olduğunu okudum.  Görevliyle konuşup prepaid taxi makbuzumuzu alarak dışarı çıktık. Çok geçmeden bir taksi şoförü  yanımıza geldi ve 1,5 saatlik Agonda Beach yolculuğumuz başladı.


Yeşillikler içindeki daracık virajlı yollardan geçtikten sonra Agonda Beach'e geldik. Taksi şoförü ilk olarak beklediğimiz üzere bizi komisyon alacağı bir yere götürdü.  Orayı beğenmedik. Bir iki tereddüt ve yoklamadan sonra, gözümüze iyi görünen, tatmin edici bir tesise sahip Sea Star Resort'te geceliği 1300 rupi karşılığında kalmaya karar verdik. Sea Star Resort, Agonda Beach'in hemen başlarında bulunan, denize bakan bir konumda olup güzel bir bahçesi ve  sempatik personele sahip olan bir yer. Aşağıda gördüğünüz gibi odalar "hut" denilen yan yana dizilmiş küçük  ahşap kulubeler şeklinde. Odaların içi ise  bence gayet hoş ve yeterli olup bir insanın bekleyeceği temiz bir yatak, ufak tefek eşyaları koymak için orta seviye bir dolap, daimi sıcak suyu olan temiz bir banyo ve tavanda bir pervane ile donatılmış.

Kalacak yer işini hallettikten sonra artık kendimi bir an önce kumsala atmak istiyordum. Eşyalarımı odama bıraktığım gibi koşarak okyanusun dalgalı sularına atladım. Güneş iyice batana kadar da sudan çıkmadım. Keyfim gerçekten yerindeydi. Hindistan'da düşlediğim başka bir güzelliği daha yaşıyordum artık:)
Denizden çıktıktan sonra bulunduğum çevrede kısa bir yürüyüş yapıp akşam yemeği için otelime döndüm. Akşam yemeğinde garsonun da tavsiyesi ile karides söyledim. Güzel bir salata ve patates kızartması ile beraber servis ettiler.  Meşhur kingfisher birasını da ilk o zaman test ettim.  Daha buralara gelmeden kingfisher birasının ününü okumuştum blog'lardan. Tadı fena değildi doğrusu. Bana Efes'in fıçı birasını anımsattı. Sonraki günlerde de büyük boy kingfisher içmeye devam ettim tabiki.  Goa'daki ilk günüm böyle geçti, sonraki günlerde yaptığım aktiviteler ve agonda beach izlenimlerim bir sonraki yazımda.


































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder