22 Mayıs 2015 Cuma

Adrasan 16 Mayıs 2015

Doğallık ve yerellik özelliklerini koruyan, mümkünse bakir  bir belde,  
Tertemiz bir deniz, 
Kafa dinlenilecek görece sakin sessiz bir plaj,
Yeme içme ihtiyaçlarımın karşılanacağı yeter sayıda mekan,
Yukarıda sıraladıklarım,  benim ideal tatil yeri anlayışımı ifade eden cümleler. Bu ifadelerimin sizde bir karşılığı yoksa Çıralı ve Adrasan’ı unutun. Bilin ki buralar sizin tarzınız değil..
Ya da şu zıtıkla anlatayım. Denizde ve karada piyasa ortamları olsun,  eglence olsun, gece hayatı olsun, gürültü olsun, çokluk olsun  diyorsanız Adrasan ve Çıralı size dar gelir.

Adrasan hilal şeklinde yaklaşık 3km  uzunluğunda bir plaja sahip. Plajın bir ucu çakıl taşlarıyla dolu, diğer bir ucu ise kumluk. Çakıl taşlarıyla olan bölüm sahilden bir iki metre sonra derinleşiyor. Kumluk olan taraf ise sığ.  Kumluk olan taraf daha kalabalık doğal olarak. Buna parelel olarak da o tarafta işletme ve dükkan sayısı daha fazla.  Deniz masmavi ve yüzeyde bastığınız çakılları görebileceğiniz kadar da berrak.   Su serin ama. Havadaki esintiyle birlikte teniniz suyun içinde diken diken oluyor.  Plaj düzenlemesi eksik sanki. Özellikle derenin denize boşaldığı bölümden başlayıp çakıl taşlı alanın biraz daha işlenmeye ve organize edilmeye ihtiyacı var. Zaten benim bulunduğum tarihte bir dozer çalışma yapıyordu oralarda  Sahilin 3 tarafı çam agaçlarıyla örülü tepelerle çevrili. Yüzerken sürekli bu tepelerdeki  yeşillikler gözünüze çarpıyor.  Sahilin sırtını verdiği taraf,  yangının  olduğu tepe. Ama yangının izleri kaybolmak üzere.  Yanan yerlerdeki siyahlıklar gitmiş, sarı yeşil renk belirgin olmaya başlamış.  Adrasan’da neredeyse tüm pansiyon ve restorantlar bahçeli.  Her gittiğiniz yerde doğal ortamı hissediyorsunuz.  Sizi bilmem ama bu doğal ortamlar içimde acayip bir yaşama coşkusu ve keyif hissi  yaratıyor.
Ben, sahili doğrudan görmeyen  fiyatıda bu ölçüde uygun   sahilin arka tarafında ama sahile yakın diyebileceğim Portakal Bahçesi adında bir pansiyonda kaldım.  Kaldığım yerin agaç, çiçek ve yem yeşil otların hakim olduğu  güzel bir bahçesi vardı. İşletmecisi de gayet ilgiliydi. Memnun kaldım. Tavsiye ederim her türlü.
Adrasan’da hava serin oluyor. Uzun kollu bir gömlek ya da ince bir  sweet yanınızda olursa iyi olur. İnsanların sahilden çekildiği, havanın serinlediği güneşin batmaya yüz tuttuğu bir zamanda yürüyüş yapmanızı ya da sahilde oturmanızı tavsiye ederim. Yanınızda güzel muhabbet edebileceğiniz biri olursa  tercihe göre de  bir iki bira elinizin altındaysa 10 numara bir keyif yaşarsınız.  Akşamları demlenmek, muhabbet etmek, yürüyüşe çıkmak  ya da  otel bahçesinde internette dolaşmak dışında bir seçeneğiniz yok belirteyim.

Adrasan sadece deniz tatiline gelenlerin değil aynı zamanda yürüyüşçülerin ve kampçıların da ilgi gösterdiği bir belde.  Sahilin üstündeki yolun geri taraflarında pansiyonda kalmak yerine  kamp kurmuş bir çok insana rastlıyorsunuz. Bu kamp kuranların bir bölümü de yürüyüşçü aynı zamanda.  Adrasan’da farkettiğim bir durum da insan kalitesi hakkında. İşletmeci, garson, bakkkal kim olursa olsun etrafta hödük  tipler yok.  Herkes muhabbete açık durumda. Sesi,  görüntüsü ya da davranışıyla  kimse sizin keyfiniz kaçırmıyor. 
Adrasan ile ilgili başka ne yazabilirim bilmiyorum  sözün özü   eğer muhteşem bir deniz ve  ömrünüze  ömür katacak bir doğal ortam arıyorsanız hiç  düşünmeyin Adrasan’a  gidin derim.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder