24 Mayıs 2016 Salı

Karadenizle Özlenen Buluşmam: Samsun-Ordu-Giresun ( 1. gün)

Henüz toy bir gezi meraklısı olduğumu düşünürüm. Gidilecek görülecek listem oldukça uzun sayılır.  Yurtiçinden yurtdışından uzak yakın pek çok yer var kafamda. Ömrüm ve şartlarım elverdiğince aradan çıkarmaya çalışıyorum listemdekileri. Karadeniz Bölgesi de  yurtiçinde görülecek yerlerin başında geliyordu benim için. Muhteşem doğası ve kendine has kültürü olduğu taa ilkokul yıllarımdan beri zihnime kazınmış durumdadır.  Gitmek-görmek 19 Mayıs tatili ile nasip oldu. Yalnız değildim elbet. Son aktivitelerimde olduğu gibi  ahtapot grubu ile beraberdim.  

Gezi planımız bir nevi Karadeniz’e giriş programı kıvamındaydı. 4 günlük bir zamanımız vardı çünkü. Kanımca en tipik  ve bilindik karadeniz yörelerini gezecektik. Trabzon Uzungöl ve Rize yaylalarını.
Gezimizin ilk günü yağmurlu ve puslu bir hava altında gerçekleşti. Çoğu zamanı da yolda geçirdik sayılır. Buna rağmen Samsun, Ordu ve Giresun’u görmeyi başardık.   Sabah ilk olarak Samsun’da 19 Mayıs kutlamalarına katılarak milli mücadele ruhuna bir selam gönderdik, sonra Ordu’da Boztepe teleferiğine binerek Karadeniz ve Ordu’yu kuş bakışı seyretmenin keyfini sürdük. En sonunda da  Giresun kalesine çıkarak puslu Giresun manzarası eşliğinde  sevgili arkadaşımız Kayhan’ın askerlik günlerini yaad ettikJ

Bu araya bir not ilave edeyim. 18 Mayıs gecesi Samsun Havaalanına indiğimiz andan itibaren tüm ulaşımımızı bir tur otobüsü ile gerçekleştirdik. Biz nereye istersek araç bizi oraya götürecekti. Kaldığımız oteller, yemek yediğimiz restoranlar, gezeceğimiz yerler  bilumum tüm lokasyonlar arasındaki ulaşımı tek bir araçla   sağladık. Bu tabiki  büyük bir konfor ve hız sağladı bize. Yeri gelmişken grubumuzda 17 kişi olduğunu da belirtmiş olayım. 17 kişi, düşünüldüğünde görece kalabalık bir grup sayılabilir. Aramızda yeni tanışanlar sayıca fazlaydı. Buna rağmen ortak hareket etme ve uyum noktasında hiçbir zorluk yaşamadık.  Her Ahtapot grubu etkinliğinde olduğu gibi neşe ve eğlence seviyesi doruklardaydı.

Kaldığım yere dönecek olursam; Gün ışığı altında  en son Giresun’u da gördükten sonra Trabzon Uzungöl’e doğru yola devam ettik. Hava kararmıştı artık. Gün içersinde Terme’de yenilen karadeniz pideleri ve fındık atıştırmaları dışında karınlarımıza da birşey girmemişti. Acıkmıştı tüm grup. Uzungöl’e kadar da daha  3 saatlik bir mesafemiz vardı. Hemen bir yemek planı yapıldı. Yolumuz üzerinde olan Akçaabat’ta akçaabat köftesi yemeye karar verdik. Saray Restaurant adında gerçekten de saray kadar büyük ve iddialı bir mekanda karar kılındı. Tipik karadeniz lezzetleri olan balık çorbası ve turşu kavurma ile  ilk orada tanıştım. Öncelikle balık çorbalarını sipariş ettik.  Ardından da akçaabat köftelerini. Masa tam takır donatılmıştı zaten. Köfte çok etkilemese bile balık çorbası ve turşu kavurmayı sevdiğimi söylemeliyim.  Çaylarımızı da içtikten sonra yolumuza devam ettik. Gece yarısından sonra sanırım 01:00 gibi Uzungöl’deki otelimize geldik. İlk gün sabah Samsun’da  Hampton by Hilton’da kaldıktan sonra Uzungöl’deki otelimiz ( Meric Hotel) gerçek bir hayal kırıklığı yarattı. Hadi oda kalitesini geçiyorum ama kahvaltılarımız çok vasattı.  Haksızlık etmek istemem hiçbir yere ama askerlik günlerimdeki kahvaltının bir iki tık üzerindeydi o kadar.



 Samsun, Ordu ve Giresun için çok bir izlenim paylaşamayacağım. Bu şehirleri gerçekten tanıyacak kadar uzun kalmadık çünkü. Ancak Samsun’un  büyük ve gelişmiş bir şehir olduğunu söyleyebilirim. Bunu da şehrin sınırlarına girer girmez anlıyorsunuz. Yol çevresi düzenlemeleri ve  şehir merkezinin işlekleğinden vs. Tramvay falan da çalışıyor Samsun’da. Ordu ve Giresun ise küçük ama şirin Karadeniz illeri. Ordu  daha güzel ve derli toplu şehir olarak göründü gözüme. Tüm şehirler deniz kenarına kurulmuş. Yolculuklarımızın büyük bölümü de sahil yolunda gerçekleşti. Bir tarafta alabildiğine yeşillik diğer tarafta  ise uçsuz Karadeniz eşlik ediyor yolculuklara.

Yolculuk boyunca tüm grup üyelerinin ortak ve olumsuz kanaati ise yol kenarına yapılan ruhsuz yapılaşmaların yoğunluğu oldu. Tüm ülke olduğu gibi Karadeniz de inşaat furyasından payını almış. Tüm sahil şeridi, yeni yapılan fakat bulunduğu coğrafyanın kültürü ile uyumlu olmayan apartmanlar ile örülmeye başlanmış maalesef.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder